Sunday 15 November 2009

Love's Violent Tune, From Me To You

Notice a new pattern ? Nice. Moving on ;

Normalde hiç rüya görmem, fakat ard arda üç gecedir gördüğüm rüyalar o kadar saçma ve komik ki, ister istemez yazasım geliyor. Dün gece Brian Molko'nun dağ evine konuk olduk. Aalksjhdsa şaka yapmıyorum. Ama yanlış anlaşılmasın, aile ortamı var. Brian'ın karısı, çocuğu falan. Tanıştırıyor beni, benim de yanımda birileri var da, ailem mi değil mi çıkaramıyorum. Ben asistan gibi biriyim zannedersem, ama o kadar kankaya bağlamışız ki, rahat güzel bir muhabbet sohbet ortamı var. Evet dağ evindeyiz. Öyle sakince bir ortamdı, bir iki bir şey daha gördüm ama highlightı Brian'a veriyorum.

Gökyüzüne bakarken bazen şeyi düşünürüm, hani romantik filmlerde "I thought everything would be okay, as long as we looked up at the same sky.." gibi şeyler söylerler. Gerçekten isterdim o derece mide bulandırıcı romantik bir ilişki yaşamak. But I'm afraid I'm much too sarcastic for that. Chandler gibi biri olurdum herhalde, garip olurdu. Chandler demişken, okulda Chandler olan bir çocuk var. Yani tip, ifade, tarz, her şey aynı. Neyse. Bugün aslında bir şeyler hissetmem gerekirdi sanırım, hiçbir şey hissetmiyorum. O kadar sevdim, o kadar saçmaladım, ama yok.

İyi mi kötü mü bilmiyorum, takılıp kalmamak açısından bir gelişme olsa gerek. Hoş, üstünden yıllar geçmiş, artık bu takılmak değilse nedir bilmiyorum da. Çok garip çünkü seni özlemiyorum. Görmeyi konuşmayı, bakmayı falan değil. Seni sevdiğim zamanı özlerim eğer özlersem. Çok şartsız çok koşulsuzdu. Şu an birini öyle sevmem değil zor, imkansız gibi geliyor. Tabii zamanla ne olur ne biter bilemem, ama sanki asla o kadar boş ve salakça sevemezmişim birini gibi geliyor. Bir yerde kendime önem veririm sanırım. Çok alakasız biriyle konuşmuştum taa lise bire mi ne giderken. Telefonda sevgilisiyle ayrılıyordu, başka birini sevdiği için, onunla çıkmaya başlayacakmış vesaire. Bende hayranlıkla " Nası bu kadar rahat olabiliyorsun, çok az bile üzülmedin mi be" tarzı şeyler söylüyordum. Kız baktı baktı "Ya bak biri ağzına öyle bir sıçıyor ki, ondan sonra böyle oluyorsun" demişti. Bende o zaman saf bir şekilde içimden yok ama ya falan diyordum. Kız haklıymış.

İşin komiği kimse öyle kasıtlı olarak ağzıma falan da sıçmadı. Self destructive bir yapım var, ben kendi ağzıma sıçmayı seviyorum. Kanye gibi olacağım artık. Th-tha-that don't kill me, can only make me stronger. aösjdhasf seviyorum seni Kanye. Hatta, Kanye you're an arrogant ass but I love you. VMA'lerdeki Taylor Swift olayına üzülmeyen 3 kişiden biriyim sanırım. Gayet komikti.

Neyse nasıl başladım nerelere geldim. Duygusal olmalıydın entry, başlığın bile güzeldi. Kanye West'e geldik. Belki de gerçekten çok daha iyi böylesi. Şifrelerimi değiştirmek istiyorum, hala aynı tarih var bazılarında. Söylediğimde falan insanlar bu nedir dediklerinde embesil gibi hissediyorum. Hiiiç, tarih. Hadi ya ? Gerçekten mi ?

Neyse, its amazing, so amazing o zaman.

No comments: