Tuesday 26 January 2010

Eee. Haklısın.

Evet tekrar çıkmam lazım. Biliyo musun, haklısın gerçekten hayat kurtaran bir laf. Çok kullanışlı. Hiç takmadığın birine söyleyebilirsin, susması için. Kavga ettiğin birine söyleyebilirsin, daha çok delirsin diye. Sevdiğin birine söyleyebilirsin, kırılmasın diye.

Gerçekten güzel. Aşkı memnuyla ilgili yazmak istiyorum aslında da sözlüğe saklıyorum dediğim gibi. Bitirdim hepsini, L Word izlemeye başlıyorum tekrar. Çok uzun zaman oldu izlemeyeli.

Katherine Moennig diye beyin sikmek istemiyorum, ama ona ayrı bir post da adamam lazım. Bunu gelince yapsam daha hoş olur. Spora, sonra kuaföre gidicem. Sonra da arkadaşımla buluşucam. sljdfasdjflkdsf oha ikinci sınıf günlüğü gibi oldu hahah çok fena.

Acaba saçımı daha da açtırmaya ikna edebilir miyim ? Saçımı daha da açtırıp gelince annemin farketmeme olasılığı nedir ? Bunların hepsini ben eve gelince öğrenebilirsiniz. Ayrıca ayın 26sı olmuş. Can you believe that ? Şunu farkettim, arada ingilizce yazınca bana garip gelmiyor ama sanırım dışardan okununca çok garip duruyor. Hayır normal hayatta böyle konuşan biri değilim. Ama belli başlı şeyler ingilizcede daha rahat anlatılıyor. Biliyorum türkçe çok daha geniş zengin bir dil bla bla ama (bak bla bla dedim mesela) bazı şeyler ingilizce yerleşmiş. Okuldandır muhtemelen.

Karlar eriyor. Her yer iğrenç olucak, çamur. İçim sıkıldı ay kendi yazdıklarımı okuyunca. Neyse gidiyim. Umarım spor salonundaki korkunç teyzeyi görmem. Ona post değil blog adamak lazım. 950 kilo olup pembe work our gear giyen teyze. Nike reklamlarındaki kızlara falan özendi herhalde, ama bize de yazık.

No comments: